Her yaz, bir başka bahar başlar tarlalarda.
Onlar; yazın baharları, baharın yazları
Hüznün ve coşkunun bekçileri
Bakmaya doyamadığımız,
Ayçiçekleri…
Metin ve fotoğraflar: Özcan Taras
Ve bir şiir…
“bir bak kendine…
Ayçiçeğinin, buruk hikâyesinde”
sen hiç
yol kenarlarında
yalnız başına
kimsesiz büyüyen
bir ayçiçeği oldun mu
özledin mi ayçiçeği tarlalarını
kalabalık
kol kola
uçsuz bucaksız
dağınık
rüzgar acıttı mı canını mesela
yağmurlar durmadan yıkadı
güneş ardı sıra yaktı mı
gün gelip acımasız bir el
gövdenden ayırdımı seni
yalnızlığa kızıp dururken
bitince toprakla bağın
ölümü yaşadın mı
açlığı bilir misin
düştün mü yağan kar üstünde
gezinip duran kuşun çaresizliğine
çöllere uğramadın
öğrenmedin susuzluğu
kaktüslerle konuştun mu
onlarda bulamazsın
sendeki umutsuzluğu
küçücük kavanozdaki
bir başına
yalnız balığa acıdın mı hiç
kocaman denizlerde
düşledin mi onu
başucuna çakılıp
çaresiz zamanlarca
dualar ettin mi yaşlı bir kadına
çocukların saçlarını okşadın mı
gönül almayı bilir misin
yandın mı şarap kırmızısı gibi
sağanak yağmurlarla seviştin mi
sırılsıklam
dermansız kalana dek
gözyaşların damlalara karıştı mı
ıslak sigara içtin mi
bekçilerden ateş istedin mi hiç
peki ya çöpçülerden
onlara bir defa yürekten
kolay gelsin dedin mi
sabah sükunetinde
doğan güne şükrettin mi
uykusuz
bitkin
akşamdan kalma üstelik
Daha ne diyeyim
kısacası sevmedin
kısacası yanmadın
yaşamadın sen
bak boynunu bükmüş bir ayçiçeği
umurunda mı oysa
ne ayçiçeği
ne de ben
Murat Akyol
(Vezirköprü, Eylül’97)